Tiyamin (B1 vitamini: thiamine:C12H18N4OSCl2) eksikliğinde yorgunluk, depresyon, zihin bulanıklığı, fiziksel koordinasyonda bozukluk, iştah azalması, sindirim bozukluğu, başağrısı, sinir ve dolaşım sistemi hastalıkları, kas krampları, ödem gibi sorunlar baş gösterir.



27 Temmuz 2008 Pazar

gezelim görelim sürelim yiyelim çekelim:)

tünel tünel tünel...bi günde tam 26 tane..bu ne yahu karanlıktan aydınlığa gire çıka gözlerim kamashayazdı.. temmuzun 27si...güzel bi yazdı..:)


şeker kalyon

aman pek şeker:)









25 Temmuz 2008 Cuma

blogamanyaklık

çok kıskanıyorum şu çoluk çocuk, karı-koca her halleriyle ulu orta blog insanlarını. "schey family", "kirbaey family" fln ...böyle düğün fotolarıyla başlayıp, ilk çocuklarının doğumuyla devam eden, sonra da o veledin tüm hallerini üstün kaliteli nikon, canon makinalarla tetratrilyon pixel fotograflarla ölümsüzleştirip, "eheh iyiKi yapmışız, ne de güzel yapmışız böyle sarışın renkli gözlü ne nazar değer bu çocuğa ahauhahytt çok mutluyusss" halleri..gıcık oluyorum çünkü ben de istiyorum...türkish bloglardan çok elin gavurlarının aile hayatlarını takip etmek ilgimi çekmeye, hoşuma gitmeye başladı :P "hmm bakiiim geçen şu minik stephanie emekliyodu, yürümeye başladı mıyKi" ya da "ay mr.brown'ların büyük oğlu danny sünnet oldu mu acaba" ahauhau:D yalnız çoluk çocuk olsa yine iyi, granma- grandpa da eksik değil, resim yapmacalar, havuza atlamacalar,etrafa yemek saçmacalar....
ya sizin işiniz gücünüz yok mu ya, bu çoluk çocuğa kim bakıyo, yemeği kim yapiyo? var mı anadoluda böyle blogçu analar?belki vardır. ya da family'nin dady'leri uğraşıyodur fotoğraf, internet vs işleriyle kimbilir. bana ters...!ne o öyle cıbıl cıbıl bebeler. büyümeyecek mi bu çocuklar, sonra dalga geçmeyecekler mi mr. brown'un oğluyla "senin sünnet fotonu gördüydüm len aile blogunuzda bla blaaa... etc"demiycekler mi.
ama seviyorum fotolarınızı, kıskandığım mutluluğunuz değil, fotograf makineleriniz:))

bknz:
http://scheyfamily.blogspot.com/
http://nickbrittbennett.blogspot.com/
http://ilyana-toure.blogspot.com/
http://scottandleahhoogland.blogspot.com/
http://thescottfam.blogspot.com/

23 Temmuz 2008 Çarşamba

Corpse Bride// remains of the day


die, die we all pass away
but don't wear a frown cuz it's really okay
and you might try 'n' hide
and you might try 'n' praybut
we all end up the remains of the day

yani :))

Ölürüz, göçer gideriz hepimiz de
Ama dert etmeyin bile
Yapmayın hiç büyük mesele
Saklanmayı deneseniz de
Dua etmeniz beyhude
Her şey olacağına varır nihayetinde

18 Temmuz 2008 Cuma

öylesine bir mektup - can dündar

Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var. Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.
Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu,diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?
Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.
Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.
Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Yapış yapış, vıcık vıcık bir yalnızlık bu. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.
Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başı içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.
Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.
"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum da.
Neler yazmışım diye merakımdan.
Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını.

Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende.

tuhaf! kafam karışık, kendimle barışık, parçalı bulutlu ama hala umutlu...
ister rafet el roman ister enbe orkestrası aslı güngör..hangi şarkı olursa dinlerim.
satırlar geri getirmiyor hiçbir şeyi, yalnızca sevgi sözcükleri affettirmiyor yapılmayanları, unutulanları, kolayı seçmek daha da zorlaştırıyor aşkı.. insan inanmalı verilen sözlerin tutulacağına, gözlerini kapatıp sonsuza dek güvenebilmeli yüreğinin sesine...
ya da güvenmemeye başlayınca çekip gitmeli.












15 Temmuz 2008 Salı

Si tú no vuelves



Si tú no vuelves
se secarán todos los mares
y esperaré sin ti
tapiado al fondo de algún recuerdo

Si tú no vuelves
mi voluntad se hará paqueña...
Me quedaré aquí
junto a mi perro espiando horizontes

Si tú no vuelves
no quedarán más que desiertos
y escucharé por si
algún latido le queda a ésta tierra

Que era tan serena
cuando me querías
habia un perfume fresco que yo respiraba
era tan bonita, era así de grande
no tenía fin...

Y cada noche vendrá una estrella
a hacerme compañía
que te cuente cómo estoy
y sepas lo que hay
Dime amor, amor, amor
estoy aqui ¿no ves?
Si no vuelves no habrá vida
no sé lo que haré

Si tú no vuelves
no habrá esperanza ni habrá nada
Caminaré sin tí
con mi tristeza bebiendo lluvia


gayet açık türkçem anlaşılmamışken, bunu kim çözecek?!..

14 Temmuz 2008 Pazartesi

uğur evrimi

büyüyen böcekler, çoğalan dilekler, artmaya meyilli güzellikler...herbisit kullanmadan da yok ettiğim, bazılarını ise yeşertmekte olduğum umutlarım...
duaya, uğura, iyi dileklere ihtiyacım var.

çünkü

ben bana kendim için lazımım...

12 Temmuz 2008 Cumartesi

this pain is just too real...

I’m so tired of being here
Suppressed by all of my childish fears
And if you have to leave
I wish that you would just leave
Because your presence still lingers here
And it won’t leave me alone

These wounds won’t seem to heal
This pain is just too real
There’s just too much that time cannot erase

When you cried I’d wipe away all of your tears
When you’d scream i’d fight away all of your fears
And I’ve held your hand through all of these years
But you still have all of me

You used to captivate me
By your resonating light
But now i’m bound by the life you left behind
Your face it haunts my once pleasant dreams
Your voice it chased away all the sanity in me

I’ve tried so hard to tell myself that you’re gone
And though you’re still with me
I’ve been alone all along

9 Temmuz 2008 Çarşamba

iyiKi doğdum! ne güzel bi tiyamin oldum!!!

bu gün benim doğum günüm!!!
çok teşekkürler canlarım! öyle güzeldi ki bu gün...cimbekte en güzel dostlarla nargile dumanında browni tadında köpük köpek korkusuyla güle oynaya ağlaya, penguenimle çok güzel bi gündü...
uzun bi aradan sonra bloguma geri döndüm. yeni düzenlemede emeği geçen blogkurdu dafnime, bu gün için özleme cheryme ve dafnime sonsuz teşekkürlerimle.sizi çok seviyorum!