Tiyamin (B1 vitamini: thiamine:C12H18N4OSCl2) eksikliğinde yorgunluk, depresyon, zihin bulanıklığı, fiziksel koordinasyonda bozukluk, iştah azalması, sindirim bozukluğu, başağrısı, sinir ve dolaşım sistemi hastalıkları, kas krampları, ödem gibi sorunlar baş gösterir.



30 Ağustos 2008 Cumartesi

yine can dündar'dan..


Bavulları hep toplu durmalı insanın...
Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı...
Tül perde arkasından

misafir yolu gözlemekten vaz­geçmeli...
İhanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara
hazırlıklı olmalı...
Yalnızlığa alışmalı...
* * *
Çünkü "omuz omuza" günlerin vakti geçti.
Dayanışma... günümüz borsasının
değer kaybeden hisse senet­lerinden biri artık...
Bireyin keşif çağı,
geride kı­rık dökük yalnızlıklar bıraktı.
Terörün bile bireyselleştiği çağdayız.
Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil;
zaman, tek başına dimdik ayakta kalabilmeyi
becerme zamanıdır.
* * *
İşte o yüzden alışmalı yalnız­lığa...
Sokaklar dolusu ıssızlıkla
başbaşa yaşamayı göze almalı insan...
Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı...
Hüzünlü bir şarkıyla paylaşı­lan gecelerde
başım dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli...
Sofrada tek tabağa, tabakta az yemeğe alışmalı...
Romanlardan yalnızlığı yücelten paragraflar asmalı
evin en görünür duvarlarına...
"Yalnızlık paylaşılmaz/ Paylaşmılsa yalnızlık olmaz"
dizeleriyle başlamalı güne...
Telesekretere
"şu anda size cevap verebilecek kim­se yok" denmeli,
"... belki de hiçbir zaman olmayacak..."
Cevapsızlığa, sessizliğe ısınmalı...
* * *
Oysa sessizlik haksızlığa alkıştır.
Haklılığın onuru yaşatır insanı...
Susmanın utancı öldürür.
O yüzden en sessiz gecelerde
''doğruydu, yaptım"la teselli bulmalı insan...
Feryada komşuların yetişmemesine,
soğuk duvar diplerinde sessizce ağlaşmaya alışmalı...
Kendiyle he­saplaşmaya çalışmalı...
Gece yastıkla ağlaşmaya, sabah aynayla gülüşmeye,
kendiyle hüzünlenip, kendiyle keyiflenmeye hazır ol­malı...
Hep başını alıp gidebilecek kadar cesur,
ama hep kalıp savaşacakmış kadar gözüpek olabilmeli...
Sessizliği, sese dönüştürebilmeli...
* * *
Ve sırt çantasını her daim hazır tutmalı insan...
Yollarla barışmalı...
Yalnızlığa alışmalı...





yine şiir çok güzel, yollarla barışıyorum, ancak yalnızlığa alıştığım veya alışmaya niyetim yok. ağustos'un sonunda bi yazı daha olsun istedim, kendi cümlelerimi dizelemeye eriniyorum(!:)) bu aralar kopyala- yapıştır kolay geliyo..

14 Ağustos 2008 Perşembe

ANLADIM...


bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
kendi yolumu çizdiğimde anladım..
bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
yüreğinde aşk olmadan geçen hergün kayıpmış,
aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
neden hiç ağlamadığını anladım..
ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde anladım..
bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş,
çok acıttığında anladım..
fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terkettiğinde anladım..
yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
yüreğini elime koyduğunda anladım..
''sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
sana ''git'' dediğimde anladım..
biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
git dediklerinde gittiğimde anladım..
sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak,
gerçekten pişman olduğumda anladım..
ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
beni afetmeni ölürcesine istediğimde anladım..
sevgi emekmiş,
emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...

can yücel

2 Ağustos 2008 Cumartesi

tiyamin yollarda:)


ayşegül evde

ayşegül okulda

ayşegül mutfakta

ayşegül piknikte

veee ayşegül artık sürücü olarak yollarda:)

vatana, millete, karayollarına hayırlı olsun:D

1 Ağustos 2008 Cuma

ben "mış gibi" yapmam

temmuz bitti, en sevdiğim ay:(
geldi ağustos, ben çoktandır ağustos böceği:)
ama çok yakında karınca olarak geri döneceğim,kararın(m)ca:)

hangi ara koptu yaprak yaprak takvimler...öyle hızlı, değişken geçtiKi günler...

28.07.08--- güngörende bombalar patladı, 18 masum canımızı kaybettik
29.07.08---KPSS sonuçları açıklandı, gerçi bu yıl benim için çok önemli değil bu tarih ama dafnim ve cherry'm için mühim
30.07.08---anayasa mahkemesinden ak partiyi kapatmama kararı çıktı
31.07.08---manvgat'ta orman yangını..4bin hektar kül oldu -bugün 10bini geçmiş:( -
01.08.08---konya'da bir kuran kursu çöktü 18 çocuk-genç vefat etti....

Ne yoğun, acı, yürek burkan bi gündem, her gün başka bi felaketle öncekinin acısını unutuyoruz, yok hayır unutmuyoruz, hüzne bağışıklık mı kazanmaya başlıyoruz ne!!! türkiyemin gündemi böyle pek hareketli, benim gündem durağan...

yarın direksiyon sınavım var, bakalım stop ettirmeden kullanabilecek miyim yeşil kurbağacığımı:)
hiç bişey yapmak gelmiyor yine, daralıyorum, sıcaktandır diyorum, tatil rehaveti diyorum… kendimi kandırıyorum.
örgü örmek için çok sıcak…ahşap boyamak için daha gencim, anket, günlük fln için ise yaşlı sayılırım. dün çok güldüm buna:)) ben de blog yazayım dedim yine, tatil meşgalesi oluyor.

iki yıl önce "yanlış anlaşılan şarkı sözü"olarak, gülmekten yerlere yatırmıştı, doğrusunu söylüyorum artık, cidden doğru söylüyorum:
.....
birer tutar yanı olsa dayanırım,
.....
verdiğin ayrılık müddetinden
anladım mümkün değil bu yüzden
bi daha bu ateşi yakmam
giderken ardıma bakmam
kapısına kilit vururum umudumun
ben "mış gibi" yapmam!!!