varış yerlerinde içime kasvet oturuyor...izmir'e giderken de öyleydi, hala da devam ediyor. sadece otobüsün hareket süresince kitap okumak, hatta kitabı bitirmek ve müzik dinlemek beni mutlu ediyor...
yarın yine yolculuk var... otobüsle gitmeyi ve gelmeyi en sevmediğim yere gidiyorum..
"Sen yağmurlu günlere yakışırsın
Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
Islanan yapraklar gibi yüzün ışır
Işırsa beni unutma
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün
Her şeye rağmen ellerin üşür
Üşürse beni unutma...
Yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer
Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular
Kahredersin başın önüne düşer
Düşerse beni unutma "
Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
Islanan yapraklar gibi yüzün ışır
Işırsa beni unutma
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün
Her şeye rağmen ellerin üşür
Üşürse beni unutma...
Yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer
Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular
Kahredersin başın önüne düşer
Düşerse beni unutma "
"Dağdaki o karlar ne zaman erirse ben de o zaman vazgececeğim" diye başlayan cümleyi okudum, ah bu pms yüzünden! Düşte bile ayrı kalsan, hiçbir ayrılıkta hoşça kalamıyormuş ya insan, bir de üstüne hep hüzün veriyor bana yolculuklar...
yalnız iftar yapmak da burktu içimi bu gün.. pide 1.5 tl, hurma 10 tl, aileyle beraber iftar yapmak paha biçilemez :))